Playlist

Cumartesi, Mayıs 23, 2015

Öğrenilmiş çaresizlik

Mutlu olmayı yakıştıramıyorum kendime. Ne kaldı geriye? Ben mi? Benlik mi? "Buyum ben, değişmem" gibi cümleler mi? Bunların üzerine tek tekerlekli bisiklet üzerinde ilerlemeye devam etmenin beklenmesi mi kaldı? Ne kaldı? Gerçekten nereden başlayacağım hakkında en ufak bir fikrim yok. Sadece her düşüncemde bir sigara daha yakıyorum. Vazgeçmeyi sevmeye çalışmaktı benimkisi. Öldürmeyi meşru kılmaktı kendi ellerimle. Nasıl ki dikta edildi aldığım nefes bana, bende öyle sevdim her şeyi düşünmeden bitirmeyi. Ama ölmüyorum şimdi, korkmayın sayın tanrı. Benim arkama dönüp bakmak için sebeplerim olmadı. Bakmadan söyleyebilirim hepsini, sadece koca bir hiç. Kocaman bir hiçlikte yaşamış ve yaşatmışım. Aslında benim tek demek istediğim şey yaşamayı bilmediğim. Gülebilirsin belki ama anlayamazsın. Evet bilmiyorum ve bilmediğim içinde ardıma bakmıyorum. Bilmediğim için gittikçe batıyorum, hislerimde boğuluyorum. Ordan bakınca belki yüksek bir egoya sahip olduğumu düşünebilirsin ama bu yaftalama için henüz o kadar insan tanıdığını sanmıyorum. Yazıyı okumaya devam ediyorsan lütfen beni tanıyorsan tanıdığın kadarını ve ön yargılarını unut. İnsan eli değen ve değecek olan her şey midemi bulandırıyor. İçinizdeki kirli yalanlar gibi bakıyorum gökyüzüne. Cahilim tüm yaşam biçimlerinize. Yollar, evler, binalar, makineler, otomobiller... Hepsi çok gereksiz. Bitirdiniz bütün güzellikleri. Tanrı da öylece izledi. Bak her şey değişti. Hep susmayı denedim. Bir nevi pasif direniş diyebilirim. İş isyan noktasına geldiğinde ne doğrum kaldı ne çabalarım. Sevmeyi de bıraktım anlaşılmadan öylece bitti gitti hepsi. Aslında sadece empati kuramayacak kadar aptalsınız hepiniz. İçinizdeki şımarık çocuğa yenik düşüyorsunuz. Ben öğrenilmiş çaresizliğin erkek kardeşiyim. Varlığı ispatlanmış cenneti reddetmek gibi benimkisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder