Playlist

Salı, Ağustos 04, 2015

Anlamsızım

"Yaşamak senin neyine?" diye kendime soru sorarak başlıyorum içsel medeni tartışmalarıma. Hiç yoruldun mu? Durmaktan yorulmak, koşarak yorulmak, bekleyip yorulmak. Peki yaşamaktan hiç yoruldun mu? Küçükken hissettiğimden ne farkı var bunun, doydum mu? Yoksa sadece yoruldum mu? Her gün aynı terane. Aklıma nazaran daha hassas sol tarafım bu aralar. Her şeyi sindirip öylece durmak. Mutlak doğrunun peşinden gitmek yerine yanlışlar arasından sıyrılmaya çalışmak benimkisi. Bir kaçış, iki kaçış derken zaman geçti. Daha yapacak çok şeyim vardı tanrım ne bu acele? Önce bir tanısaydım kendimi. Kendimi zeki sandığım vakitler geçti. Öğrendikçe cehaletim arttı. Şimdi "Kurtulmak mıymış bu?" diyorum kendi kendime. Tam her şeyden kaçıp kurtulacakken o şeylerin sana muhtaç olduğunu görmek beni bitiriyor. Kendimi "Belki de ben o şeylere muhtacımdır" diye teselli ediyorum. Cevabı bulsam belki hepsi son bulacak bunların. Bu yorgunluk, ağrı kesiciler, kırıklar, lekeler, unutulmaya zorlanmış anılar... Sadece yoruldum işte be, bitkinim. Tutmasın kimse elimi, yine de şikayet etmem ki. Varlığımın yokluğa olan savaşında kötü yanı seçiyorum. Her şeyin son bulmasını seçiyorum. Kendime bir tehdit unsuruyum artık. Siz bir kez daha vurun savunmasız yerlerimden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder