Playlist

Salı, Mayıs 06, 2014

Lanetli yaşantılarımız

Merhaba yaşlı kentin genç insanları. Saatlerimiz 04:30'a gelirken sizleri enstrümantal bir ziyafetle baş başa bırakmak istiyorum, gök gürültüsünün tadını çıkartın. Yine boğucu bir Gebze gecesinin sonuna doğru bulutlar umutsuz bir şekilde biz zavallıları selamlıyor. Camı aralıyorum, şehrin pis kokusunu bastıramayan rüzgar içeriye hücum ediyor. Sokaktan geçen şahinin arka camında yazan yazı beni yerden yere vuruyor. "Çayın Lipton'lusunu kadının ip donlusunu severim". O an telefonum çalıyor, gereksiz biri. Telefonu kapattıktan sonra sokaktan geçen şahine sağlam bir küfür savuruyorum. Dört duvar arasında geçen saatler iyice tüketiyor yavaş yavaş. Tüm şehir çıldırma noktasında artık. Duvar olan her şey boğuyor beni. Böyle havalarda gezinmekten nefret etsem de stres atmak için Hector'u alıp atıyorum kendimi dışarı. Ayağımız bir toprak görsün, küsmesin bize, sonra zamanı gelince almamazlık yapmasın bizi diyorum. Ama kendimizin dört bir yanını bile betonla kapladığımız yetmezmiş gibi ayaklarımızın altını da betonla kaplamışız. Gökyüzü pis, ormanlar yok olmuş, denizler kirli açıkçası gözümüzün gördüğü her şey kirli. Bu şehirde yüzbinlerce insanla aynı kötü kaderi paylaşıyorum. Neyse ki artık alışmışım, koymuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder