Playlist

Pazartesi, Kasım 18, 2013

Yalnız bir pazartesiye uyanmak

Acaba hayat mı kötü yoksa insanlar mı? Yoksa hayat iyi de insanlar mı çirkinleştiriyor? Belkide insanlar iyi hayat onları kötüleştiriyor. Belki sadece kötü olan pazartesidir. Herkes nefret eder ondan. Her pazartesi sabahı hayat yeniden başlıyor sanki. Günler bir bir, birbirlerinin üzerine eklenerek geçiyor ve geçen zamanla geçmiş günlerin sayısı artıyor. Hayatı anlamlı kılan şeyin ne olduğunu bulduğunu zannederken insan, her defasında bıkmadan yanıldığını anlıyor. Bazen sormadan edemiyorum, hayatı anlamlı yapan her şeye yüklediğim anlamlar ne kadar gerçek? Mutluluk sadece anlarda mı var? Aslında buzdağının en görünmeyen dibi hep aynı. Her insan özünde sevgiyi arıyor. Ama öyle bir sevgi ki bu, olmadığı tek an bile sanki hiç olmamışçasına sarsabiliyor insanı. İnsanın kendine en güzel hediyesi, kendini sevmektir derler. O kadar kolay olmuyor tabi bu da. Sevgi nasıl bir şey biliyor musunuz? Sevgi, sevdiğin yan odadaysa ve sen uykunun en tatlı yerindeyken bir an uyanıp onun yokluğunun soğukluğu çarptıysa yüzüne, hiç üşenmeden sıcak yatağından kalkıp onun yanına gelmektir. Geldiğinde de o her ne yapıyorsa yapsın keyifle onunla sadece aynı odanın havasını solumanın hazzını yaşayabilmektir. Birini bu kadar sevdiniz mi hiç? Ben sevemedim henüz çünkü karşılıksız sevgi çok zor. İnsan, ne kadar sevmek için sevdiğini iddia etse de vazgeçemiyor sevilmeyi beklemekten ve zamanla yetmez oluyor aynı odanın havasını solumak. Hani olur ya bazen dar gelir dört duvar sana ve insan ağlamak ister, zamanı durdurmak ister, acısını unutup atmak ister. İşte o anlarda kendini sevmek devre dışı kalır. İnsanın kendisi, en ihtiyacı duyduğu anda kendini yüz üstü bırakır. O zaman dışarıdan bekler insan o sevgiyi ama kimse anlamaz anlatamadığı yalnızlık sancısını. Ne zaman geçer bu melankolik ruh hali bilinmez...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder